22 Ocak 2010 Cuma

hepsi 5 :)

Ablalar, teyzeler, halalar, dayılar harçlıkları hazırlayın,
şeffaf dosya içinde ilk M.E.B onaylı karnemiz hazır.
Hemde hepsi beeeeş :))


karne günüüüü....

Bugün karne günü.
Ben çıkışa gidip, karne merasimine katılmak isterken,
O girişe gidip masaları silmemi istiyo.
Nasıl olucak bu iş??????



Foto: Dün, arabanın camından topladığımız iki avuç kardan imal edilen mini kardan adam :)

21 Ocak 2010 Perşembe

tamam, hayat en güzel hediye de...

Haftanın 4. monoton gününde,
bugün biter mi? akşam olur mu? diye hayıflanırken,
kapıdan giren kurye "ne getirdi yine en angaryasından?" diye içimden terslenirken,
naylon paketin içinden çıkan kıppkırmızı kurdeleli paketi bile gölgede bırakan
o 20 sene öncesi fotoğraf benim günümü güzelleştiriyorsa işte "en güzel hediye!"...


Paketin içine koyduğu o herkese yeten sımsıcak kalpleri de cabası...
Hele o fotoğraf...
20 sene önce babamın stüdyosunda çekilmişti.
Tam hatırlamıyorum, hepimizin elinde hediye paketi var. Birimizin doğumgünüydü heralde.
Paketlere dikkat ettim, eminim hepsi kitap.
O zamanlar "en güzel hediye kitaptır" dı... Bence haala öyle :)
Babamın stüdyosu bana kocaman görünürdü.
Fotoğrafta farkettim aslında iki duvar arasına 5 çocuk yanyana anca....
Üstte soldan ikinci ben, sağdan ikinci Tuğba :)
Canım arkadaşım, nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum...
Etrafa saçtığın güzelliklerle mutlu oluyosun sen biliyorum.
Canımsıııııııııııııııın................

18 Ocak 2010 Pazartesi

özlediiim :(

Sevmedim bu işi ben :(
PR yaramadı bana...
Rekor kırdım bak, 10 gündür blog boş.
Ne yazdım, ne okudum.
Anlatamadım ya burda şu 10 günü, sanki unutacakmışım gibi geliyo.
Sanki siz de beni unutucakmışsınız gibi geliyo...



Yoğun moğun anlamam.
İki kelime de olsa bir özet yapıcam artık.
Bu günlüğü boş bırakmak istemiyorum.

Neyse,
haftanın olayı 32. yılımı doldurmamdı tabii...
"Olgunlaştım" demiştim yaa...
Bi bakındım ne kadar diye;
Bayaa olgunlaşmışım.
Kendime süpriz parti hazırlayıp her gelenin üstüne atlayacak kadar mesela,
hediyeleri cırlaya cırlaya açacak kadar,
sabahları "5 dakka dahaa" diye alarmı erteleyecek kadar,
serviste horlayan arkadaşı kameraya çekecek kadar,
yeni çanta aldım diye sabah bi heves işe gidecek kadar,
babamın gıdısında uyuklayacak kadar,
annemde yemek yediğimizde sofrayı toplama işi Gökçe'ye kalsın diye tuvalete kaçacak kadar,
Çokomel kağıdını düzleyip defter arasında saklayacak kadar,
kağıttan rulo yapıp parmağıma yüzük diye takacak kadar...
Ama gelişme de yok değil tabi,
mevlütlerde gelen gülme krizini tutabiliyorum artık :)

8 Ocak 2010 Cuma

yazı ile otuziki :)

ooo happy daaay :))

halaluyaahh....

32 oldum. Yazı ile otuziki...

Kolay değil. Olgunlaştım.

İspatı kendime hazırladığım kliptir, arz ederim :)