7 Ekim 2010 Perşembe

Sır...



Okulda hep ben geliyormuşum aklına.
Böyle ağlamış gibi hissediyomuş kendini, ama tutuyormuş.
Bazen de beni özleyince karnı ağrıyormuş :(
Evet, korkulan sonuç: Okul fobisi...
Ama çok neşeli dönüyor okuldan.
Yanlızlık hissinin ve 'kimse benimle oynamıyor' şikayetinin 5 dakka sonrası,
Deniz'li, Aslı'lı, Enes'li, Emir'li oyunlar anlatıyor...
Haftada 1 gün, onunla okula gidiceğim günün yatçaz kalkcazını hesaplıyor.
Üzülüyorum... Yanlız hissedeceği 1 dakika, hem ona hem bana fazla geliyor...
Kahvaltıda anlatınca bu hislerini, gözleride hafifçe dolunca,
bir anahtarlık buldum şifonyerin en dibinde kalmış.
Öyle yüzüne bile bakılmamış, bir kenara atılmış.
Çaktırmadan tozunu aldım.
Kurdeleli, cafcaflı kolyemin siyah beyaz puantiyeli olan kurdelesini çözüp,
bu melek anahtarlığın boynuna bağladım.
Bir kutu içinde sahanda yumurtanın yanına koyuverdim.
Hediye gibi ya hani! Bir sevinç, heyecan açtı kutusunu...
Şimdi anlaşmamız gereği, sadece 3 kişinin ve blog arkadaşlarımın bildiği bir sırrımız var.
Öyküş, okulda yanlız hissettiğinde veya beni özlediğinde meleğini çıkarıp iki avucunda ısıtıyor.
Ve ben o sinyali hissedip 'seni çok seviyorum anneciiim' sinyali gönderiyorum.
O da beni yanında hissedip, gülümsüyor...
Evet, evet! Denedik oluyor....



fotolar, pijama partisinden...