Biz de girdik 2012'ye.
Aslında arkadaşlarla plan yapmıştık. Süs püs yapıp, inci kolyelerimizi takıp, platformlarımızla gecelere akmaktı niyetimiz. Ama...
Geçen sene olduğu gibi, bu sene de annemin "Kim bilir birlikte kutlayabileceğimiz kaç yılbaşımız kaldı" ajitasyonuna ilk yenik düşen abim oldu. Sonra ben, en son kardeşim :))
Birlikte yaşıyorlar malum. Hemen gaza gelmiyor Gökçe...
Naylon çorap, ev ayakkabısı falan giydik.
Annemin yatak odasında makyaj tazeledik, aynadan fotoğraflar çektik.
65 yaşındaki babamın 5+1 müzik sistemi ve internet bağlantısı sayesinde,
yer yer fasıl, yer yer mezdeke, ve aralara serpiştirilmiş çaktırmadan çalınan pop rock parçalar eşliğinde vur patlasın, çal oynasındık.
Annemlerin evi, her an bir acil durum kutlaması olacak şekilde dizayn edilmiştir.
Salon koltuğunun arkasında saz, keman, def, zil, darbuka hazır durumdadır :)
Yemek masası küçük bir hamleyle 18 kişiliğe dönüşebilir.
18 kişiyi aşarsak diye yan komşudan sandalye almak üzere yedek anahtarımız mevcuttur.
Hahaaa bak bunu salladım :)) Yok yok, anathar yok. Kapıyı çalar, Özlem abla'dan rica ederiz..
Tek sorunumuz, masanın en başına oturan, sürekli buz ve su istenecek kurbanı seçmek :)
Güzel geçer toplantılarımız...
Babamın solo fasıl performanslarında Gökçe'yle ıslık kıyamet tezahurat yapar, annemin gözlerini kısıp bize tehditkar ve kıskanç kafa sallamasıyla kendimizi toparlarız :)
İşte böyle girdik 2012'ye.
İllaki 10'dan geriye sayarak,
tam 12'de öpüşerek,
sarılıp sağa sola sallanırken iyi dileklerimizi sıralayarak...
Ailemiz ve dostlarımızla...
Not: İyi dileklerimi unutuyordum az kalsın. Hepimize mutluluk getiren bir yıl olsun 2012. Hem bize, hem ülkemize. Şans dolu, neşe dolu, huzur dolu...