3 oda 1 salon çadırımız vardı :) İpe gerilen çarşaflarla ayrılmış odalar...
Oda dediğim 2,5 metrekarelik, anca bir divanın sığabileceği bölmeler.
Divan altlarında sepetler ve giysiler.
Çadırların önüne çıkma çardak yapılır, evdeki buzdolabı, kilim, kap kaçak bu çardağa yerleştirilir, tahtadan bir tezgah çakılır ve mutfak kullanıma hazır hale gelirdi.
Anneler, taşıma suyla değirmen döndürür,
bir kova suyla el-yüz yıkama, çamaşır ve bulaşık işini halleder, su tasarrufu konusunda tarih yazarlardı...
Her yaz hemen hemen aynı kişiler aynı çadır yerlerini tuttuğundan,
yazlık arkadaşlarımız neredeyse sabitti.
Akşam sofraları kurulduğunda masalar neredeyse birbirine değer,
akabinde salata, meyve, meze alışverişi başlar,
büyükler fasıla geçtiğinde ise biz çoktan yaş gurubu toplanma bölgemize varmış olurduk.
Çadıra dönüş saati yaşla birlikte değişirdi.
Son hatırladığım (96 senesi, son çadır yılımız) çadıra dönüş saatim 12'ydi.
Ama Ebeveynler 'vur patlasın çal oynasın'da olduklarından o saat uzaar uzaar sabahları bulurdu :)
Sonraa, çadırlı saha o yıl değişen belediye kararı ile tatilcilere kapatıldı.
Ve biz çadırcı yazlıkçılar topluca Kumburgaz'a göç ettik.
Şimdi 14 senedir her yaz,
Kumburgazdaki betonarme, denize sıfır, çardaklı, kapıcı'lı site içi yazlıklarımıza gidiyoruz.
Ama aynı tadı alıyormuyuz????
Ahhh, aaah çekip durduk beyimle bu çadırlı tatilimizde.
Biz 94'te o çadırlarda tanıştık. Birlikte büyüdük.
Yıldız Tilbe-Delikanlım çaldığında radyonun sesini açtımmı, 2 çadır yanda O'nun duymaması imkansızdı.
Öyle sms'leşirdik işte.
Annelerden yediğimiz fırçalarda ortadaydı, kardeş kavgalarımızda...
Off koptum yaa. Amma özlemişim o yılları...
Neyse, yad edelim, nostalji yapalım dedik.
4 büyükbaş, 2 küçükbaş düştük Kabatepe yollarına.
Nostalji yapıcaz ya, annemlerim 15 senedir el değmemiş 3 oda 1 salon çadırına aldık yanımıza.
Bir de yedek dağcı çadırı noolur noolmaz.
Noolmaz oldu. Ve çadır küf, pas, yırtık,bilimum felaketle karşıladı bizi.
Hava kararmak üzereydi.
Biz 6 kişiydik...
3 hamağımız, 2 masamız, 4 büyük 2 küçük şezlongumuz, her nevi zımbırtımız mevcuttu, fakat sadece 1 kişilik çadırımız vardı :)
Dağcı çadırında kalması namümkün klostrofobik bünye ben, ilk gece için arabanın şöför koltuğunu seçtim. Arka koltuk kızımın zira...
Hamakta, arabada, orda burda geçen ilk gecenin ardından,
ertesi gün hemen edinilen son teknoloji (!) çadırlarımız sayesinde nefis, unutulmaz, bol maceralı bir kamp tatilimiz oldu....
Ahh çocukluğum ah...
Özlemle anarken, 3 çocukla her yaz çadır kurup, taşıma suyla değirmen döndüren anne ve babamı saygıyla selamlıyorum. .......
14 yorum:
şahane.süper.harika.
geçmiş.geçsin (:
kumburgazınız da güzel ama deme öyle şimdi.
çadırların tadı başkadır o ayrı tabi..
bir de ben gelene kadar öykü genç kız olucak bak yazdım buraya :(
yerim ben onu...
öperim minnoşcum
pek çok.bitse tırı vırı işler.
cok dedikodu birikti cok.gene geçen seferki gibi nefes almadan anlatıcam herhalde :))
çadırla tatile gidesim geldi desem...
üf gözümden iki damla yaş geldi resmen. çocukken 5-6 yaz çadır tatili yapmışlığımız vardır bizim de:) aynen anlattığın detaylarla:) bizim çadır almanya'dan gelmeydi, odaları fermuarlı kapılı, mutfaklı felan. çadıra günübirlik misafirliğe gelen (ne düşüncesizlik ama) tonla eş dost olurdu, anneciğim da pişir taşır yorulurdu çok. ne iyi etmişsiniz, çok hoşuma gitti resimler:)
kelebekim, öyküşün düğününde görüşürüz o zaman :))
neslicim, senin laloş 7 olmadan sakın derim :) zor iş zor valla :)
oipciim, vallaaamııı...
çocukken anlamıyoduk tabi ye-iç-yat.
ceremesi çokmuş ama... annelere helal diyorum.
ah Tuğçe gözlerim doldu resmen
çünkü bizim küçüklüğümüzde çadırlarda geçti
bizim mekan silivri-kınalıydı
ben ve teyzemler 3+3 çocuk
hala annemle teyzemi takdir ederim nasıl baş etmişler diye :)
çok özledim o günleri çokkk
bizim kız büyüsün ki seneye kesin diyorum çadır hayatı bizi bekler :)
demesene öyle minnnoş =(
burkuluyorum öyle vallahi..
yazzz bitmedennnnn gelll'icem diyorum! o kdr.. (:
baharcım, tatil deyince akla gelen en son alternatif belki çadır. Ama nerelere götürdü beni bi bilsen...
ohhh süper eskiye dönüş mümkün mü??? yok çocukluk her zman güzeldi...ama fotolardan anladığım kadarıyla çadırda hayat süperrrr...
Vallahi tebrik ederim....
Sivrisineklerden nasıl korundunuz,bana "offf" da kafi gelmiyor da? :)))
Tuğçeee kıskandım seni desem :)) nasıl severim böyle şeyleri zaten florya da büyüyüp, kampa gidip, yeşile alışınca içimize işliyor herhalde bu tarz şeyler.
ahh,ahhh....Şimdiki zamanlar yıldız kovalıyor;ama gökyüzünde değil elbette..
her bir detay...
valla bizimkiler de aşat olurdu,sanki yazını okuyunca hatırladım.Hele bir de çadıra misafir gelenler:)))
Valla herşey şaane gözüküyor da;bir öyküşe bir de romantik bir çift vardı onlara bayıldım.
aaa bir de biberler nasıl çıktı????:))
çınarcım, çadır tatili tavsiye ederim. ilk deneme biraz zorlu oluyor :) ama ikinciye tam techizatlı kameraman cevat kelle gibi gidicem kampa orası kesin :)
Pınarcım, off'la yıkandık :) yiyemediler bizi ama varlıkları hep etraftaydı. Sivri+kara ittifak kuvvetleri esmesekte gürleriz mantığıyla yiyemediler ama vızıldayıp durdular etrafta :)
Burcuuu, floryada kamp yaptınızmı sizde?? Aynı senelermi acep ?
Dijleeem, zehirdi o biberler zehiiir :)))
yazınızı okuyunca bende nasıl bir ahha çektim bilseniz... zira bende 84-95 yılları arasında silivri-semizkum mocamp'ta 11sene çadır+karavan serüvenlerini yaşayan şanslı azınlıktanım :) ne muhteşem yaz tatilleriydi onlar...kumsala sıfır ayak :) mangal ışığında sabahlamalar, 3-4 km daha küçücük çocukken kumsaldan yapılan yürüyüşler, yazlıkların bahçelerinden meyve çalmalar daha neler neler :)
offf. hayatımın en ama en güzel yıllarıydı. florya çadırlı saha, sonraki yıl aynı mekan beton evler, sonraki yıl ise petek evler. geceleri bi pist vardı, zamanın gençleri müzik setini her gece getirir yabancı müzik eşliğinde dans edilirdi, o zamanlar cinema diye bi şarkı vardı 80 lerin tüm yabancı artislerini sıralıyan. anne babalar ise fasıllara katılırlardı. Bi fotoğraf yokmu çadırlı sahadan?
Yorum Gönder