31 Aralık 2009 Perşembe

http://zipkinavi-serhat.blogspot.com/


Rtük, şu reyting ölçme aletini bizim eve taksa Yaban TV reytingleri alt üst eder.

Özellikle zıpkınla dalış programı saatlerinde.

Beyimin her zıpkın avı dönüşünde anlattığı o kocccaaa levrek, lüfer, çipura hikayeleri

benimle ziyan olmasın istedim.

Aynı onun gibi bu işten heyecan duyanlarla paylaşsın istedim.

Ve ona yılbaşı hediyesi olarak şu bloğu hazırladım.

SÜPRİİİİİİZ....


Umarım sen de

benim blog arkadaşlarım gibi,

sana benzeyen, aynı dili konuştuğun arkadaşlarla buluşursun.

Seni seviyorum canım...

MUTLU YILLAAAAR.....


30 Aralık 2009 Çarşamba

"kek ve kahve" bayılırım ikisi bir aradaysa :)


Kek ve Kahve'den bakmaya doyamadığım, açmaya kıyamadığım hediyeler geldi dün.
Tek tek, ayrı ayrı paketlemiş, notlar yazmış...
Bana ayrı, Öyküşe ayrı...
Ellerine, emeğine, yüreğine sağlık kahveciiim.
O güzel kartın nasıl yakıştı ağacımıza bi bilsen...
Hani "bizim adetimiz bile diil, niye kutluyosunuz?" diyenler var ya,
kendi adıma cevabım budur işte.
Yeni bir yıla başlarken, iyi dileklerde bulunmanın, birbirimize küçük süpriz kartlar göndermenin,
evimizi ışıl ışıl yapıp motive olmanın, akşam çoluk çocuk hediye kaplamanın, simlerle boğuşmanın, akabinde gülmenin, eğlenmenin ve yepyeni umutlarla dolmanın, kargon var dendiğinde çocuklaşıp zıp zıplamanın ne zararı olabilir.

Sırf bizden çıkmamış diye bu gelenek, kendimi niye bu zevkten mahrum bırakayım ki?

Kutluyoruz biz ailece. Hem de kendimi bildim bileli.
Dedemler, dayımlar, çoluk çombalak toplaşıp bol bol balon şişirip, kuruyemiş ve portakallar eşliğinde Nesin Topkapı'yı beklerdik çocukluğumda :)
Nicelerini hep birlikte kutlamak dileğiyle canım arkadaşlarım.
Çınarcııım, Handeciiiiim size de bi kere daha çok çok çok teşekkür ederim....











29 Aralık 2009 Salı

uuuç uuç böceğiiim annen sana terlik pabuç alacaak:))
























başlık alakasız.

noel baba ho ho ho olmalıydı :)

ama içimden o geçti napiim.
pır pırladım uçtum akşam hediye paketlerimi görünce.

çatladım patladım, ama açmadım. kızımın ananeden gelmesini bekledim.

Pür neşe açtık paketleri beraber. Beyimde omuzumun üstünden baktı meraklı meraklı.

Her çıkana "yaaaa", "ayyyyy" ,"hiiiiii" tezahuratlarıyla şenlendim de şenlendim.

Kartları Öyküş okudu.

Çok mutlu oldum çook. Çocuklaştım resmen hopladım zıpladım :)

Yaa ben susiim de fotolar konuşsun.

Çoook öperim sizi canım arkadaşlarım.

28 Aralık 2009 Pazartesi

çocuk da yaparım, kariyerde...kim uydurmuş bunu yaa...

Çocuk da yaparmışım kariyerde.
Öyle oluncada,
ikisinin de hakkını veremezmişim......

O'nlaykan o'nu,
O'nlayken O'nu düşünürmüşüm.
İkisinede yetemezmişim...




23 Aralık 2009 Çarşamba

ite kaka...

İte kaka soktum içime yeni yıl ruhunu :)
2009'un gidişini coşkuyla kutluyorum.
Kendisini sevmedim zira...
2010'u sevmek için türlü bahaneler uyduruyorum.
Hani 'çift sayılar uğurludur' falan gibi :)
















16 Aralık 2009 Çarşamba

yasemin...


Bir mail attım listeme "B+ acil kan" diye.
Yasemin aradı. Tanımıyorum. Benim listemde de yok.
Ben kan vericem nereye gidiyim dedi.
Tamam, tanıdık eş dost aradılar sağolsunlar da Yasemin kim?
Pek bi takıldım.
Sonra telefon geldi.
Adile teyzeyi kaybettik.
Başım öne düştüğünde bunu gördüm.
Yasemin yazmışım tüm kağıda.
Umutlanmışım demekki,
hiç tanımadığımız insanların, sonu iyi olacak ümidiyle el vermelerine sevinmişim...

*Adile teyze: Seronun akrabası...

14 Aralık 2009 Pazartesi

cicibey...

Bi türlü kabul etmek istemedim.
Hani rüyalarımda gördüm,
bahçesindeki çam ağacını süsledim, yapraklarını süpürdüm ya...
Hafta sonu görmeye gittiğimizde o evi,
rutubet kokusunu duymak istemedim.
Çocuk odasının penceresiz olduğunu görmek istemedim,
Yatakodası büyük olmasa da olur, "bi yatmaktan yatmaya" demeye getirdim.
İşime gelmedi hayal kırıklığı.
Ya da sadece o bahçe bana yeterdi.
Dönüş yolunda hiç konuşmadım.
Sero olumsuzlukları söylesin, kavga ediyim, onun zoruyla vazgeçmiş olayım,
biraz surat yapayım istedim.
Kendim bu kararı vermek istemedim, işime gelmedi...
Belliki o da heveslenmiş. O da sessiz kaldı.
Birbirimize bile söyleyemedik olamayacağını.
Kısmet...

Cicibey. 2010 takvimi için mankenlik yaptı bana. Döpyesimle girdim samanların içine.
Neyseki saçıma karışan samanlar çok uyum sağladı:)
Fotolardan birkaçı burada.


8 Aralık 2009 Salı

dün gece...


Başlık +18 gibi görünsede...
Diil aslında.
Dün bir ev buldum sahibinden.com'da.
Sanki beni arıyomuş o evi almam için sahibi.
Bana vermiş o ilanı...
İşte dün gece,
uykuya dalmadan önce,
3 mum yaktım başucuma, 3 renk.
Önce eşyaları yerleştirdim.
Bahçedeki salıncağı alırsa ev sahibi giderken diye , yazlıktakini taşıdım.
Dökülen yaprakları topladım,
golden'ımızın kulübesini yerleştirdim.
Bir masa attım bahçeye, arkadaşlarımı çağırdım.
Öyküyle goldenı oynarlarken seyrettim.
2 küçük çam ağacı var bahçede. Yılbaşı gecesi onları süsledim.
Mutlu oldum...
Alamazmıyız?
Neymiş? İşime uzakmış.
Ben işime yakınmıyım peki!
Karar veremiyorum.
Kendime güvenemiyorum.
Yol+yemek+ssk üçlüsünden ayrılıp kendi stüdyoma geçtiğimde,
ya pişman olursam!

İşte böyle...
Dün gece 3 mum yaktım seyrine baktım :)
Ya da gökten 3 elma düşmüş................................


ps. fotosunu koymak istedim evin. Ama olmaz şimdi, sahibinden izinsiz...




7 Aralık 2009 Pazartesi

pisi pisi...

Pisi pisi verdiler bize, en 'lame'sinden.
Gıcır gıcır...
Önce bi ayna karşısında sıkıntılı tırnak yemeyle başladı Öyküş.
Eğitmen anladı durumu. Önce bi eğlencelik şivava çaldı.
Bütün çocuklar coştu.
Sonra başladı adım öğretmeye.
Salsa, Tango, Hiphop.
Üçünü birden öğreticekler ilk aylarda.
Sonra hangisini sevdiyse ona devam edicek.
Hepsini sevdi hepsini.
Tırnakları rahat bıraktı. 1,5 saat ağzı kulaklarda dans öğrendi.
Aralarda verilen 5 dakkalık eller havaya eğlenceler de cabası.
Mest oldum ben.
Hee bide beleşe salsa adımları öğrendim :)
1-2-3
5-6-7
4 yok nedense:)







1 Aralık 2009 Salı

küçük kara balık...

Benim küçük kara balığımla bir kitap okuyoruz. 'Arkası yarın'lı okuduğumuz ilk kitap.
Ben okurken, o tavana dikiyo gözlerini, sanki seyrediyo anlattıklarımı.
"Küçük Kara Balık" kitabımızın ismi.
Bu kara balık, dünyanın yaşadığı gölden ibaret olmadığını,
başka alemler, keşfedilecek yerler, yaşanacak maceralar olduğunu söylediğinde
annesi ve diğer balıklar onu linç etmeye kalkıyolar.
Ama bu küçük balık, aynı gölde bir ileri bir geri giderek yaşamak istemediğini biliyo!
Alıyo başını gidiyo...
Beni bile gaza getiren bu küçük kara balığı Öykü'ye 15'inde yeniden mi okutsaaam,
yoksa yakıp yırtıp yokmu etsem bilemedim.
Nasıl bir kır zincirlerini anlatamam :)




Hee bayramdı dimi bu arada...
Her akşam 7'de izlediğimiz o korku filmi olmasa belkide daha u'mutlu' olabilirdik.
Ana Haber Bülteni!
Her geçen gün daha çok korkutuyo bizi....

Kendi faunusumuzda, akşam 7'ler haricinde mutluyduk çok şükür.
Büyüklerimizin ellerinden öptük, harçlıklar, çukulatalar, hediyeler...
Hiç bitmesin istediğimiz bayram ritüellerimiz.
Yemek, içmek, gülmek, mum, iyki doğdun, kuzen, yeşil izmir, tabu, çamur, majezik,
battaniye, dikiş, el ele diz dize üçümüz, buz devri 3...
Hepimizin bayramı kutlu olsun.
Ps: tanrıya kurban vermiyoruz biz...

Pantalon paçası ve habire minik kırlentin ötesine geçemedim henüz :)