24 Mart 2010 Çarşamba

Honey! I'm hooooomeee.....

Nasıl özlemişim nasıl!
Akşam yatması bile güzeldi "yarın iş yok" hissiyle :)
Kafada 40 tilki vardı gerçi, yapılacak işler, projeler, tadilat.....
Ama ilk planım sabah kızıma biri nutellalı, biri tuzlu, anane krepi yapmaktı.
Çok özlemişim: hayırlı işler hayatım, yüzünü yıka kızım!, krepli kahvaltı, yataktaki Öykü pijaması, ve en güzeli servis bekleyen Öykü manzarası...

Öykü servise bindi... Ve tadilat başladı.
Şimdi beyim Stüdyoyu boyarken yazıyorum bu postu.
Tırnaklarımın içi alçı dolu, doğal frenç manikür :)
Hadi fazla kaytarmıyım, usta bozulmasın :)

18 Mart 2010 Perşembe

iyiki...

İyiki tanıdık O'nu...
Bu ikinci süprizi bize.
İlkinde mükemmel bir el yapımı "Kırmızı Başlıklı Öykü" hikaye kitabı göndermişti.
Bayılmıştık, çantamda gezdirmiştim bir müddet :)
Ama bu süprizi Öykü'ye verebileceği en güzel hediyeydi.
Tam 5 tane mektup arkadaşı oldu Öykü'nün.
Adana'dan...
Seldacığımın öğrencilerinden 5 tane kardeşimiz var artık.
Öyle mutlu oldukki mektupları görünce.
Hele bir de okuyunca...
Yeni doğum yapan ineğinin iki yavrusuna isim bulması için Öykü'den yardım isteyen Kardelen, 9 kardeşli Ayşegül, "Sizin orda kar yağıyormuş Öykü, kalın sırtlar giy!" diyen canımm Samet.
Ağlattılar bizi yaaa....
Öykü yazmayı yeni öğrendiği için, dinlene dinlene, her gün bir arkadaşına olmak üzere anca yazdı mektuplarını. Ve tabiiki hepsi bahçeli evlerde oturan ve inekleri kuzuları olan mektup arkadaşlarına, bahçe özlemini, bir köpeği olmasını ne kadar çok istediğini anlattı. 9 kardeşli Ayşegül'e de "Belki benimde ilerde bir kardeşim olur" temennisini yazdı :(
Mektupların yanında Selda Öğretmenden gelen harika bir kitap vardı.
Asıl harika olanlarsa sayfa aralarındaki kurutulmuş Adana papatyalarıydı.
Başköşemize layıktı, yerini aldı.....










5 Mart 2010 Cuma

2 adet Lipton demlik poşeti, tercihen dipfirizden çıkmış...

" Makinemi elletmem" demezsen, böyle her anın paparazzilik olur işte :)
Akşama kızlar partisi var. Göz torbalarım gelmesin dimiiiii....

4 Mart 2010 Perşembe

ıp tıs ıp tıs...

Bi sunucu vardı hani, "havalar nasıl olursa olsun sizin havanız güzel olsun" diyen :)
Gene olsa, motive etse bizi dimiiiii......





1 Mart 2010 Pazartesi

Pazartesi sendromu mu ? O da ne :)

Tamam, 'istifa ettim, kimseyi sallamam' havasında diilim tabiiki.
Ama bari Converse'imi giyiyim artık dimi? :)
Son 15 gün daha buralardayım.
Zarf, zımba, kaşe, arz/talep ...
Ayrılırken sevimli görünmeye başlarya hani vazgeçtiklerimiz,
ilgi gösteriyorum bugün zımbalarıma...
Bak ikiside masanın üstünde.
Çekmeceden çıkmışlar, ferah ferah takılıyorlar :)
Hee 'post-it'de C.emal H.ünal'ın telefonu ve adresi var kih kih ...