30 Nisan 2010 Cuma

esnaf karısııı binnaz :)

Tam bir kavram kargaşası yaşıyorum.
Nerdeyim? Ben kimim? Ne yapıyorum?
Bir gün fotoğraf sanatçısı, bir gün esnaf karısı binnaz :)
Geçen pazar Savaş Ay'la müthiş bir fotoğraf çekimi yaptım.

Taksim tünel meydan'da, gelen geçenlerin meraklı bakışları ve havaya uzanan cep telefonu kameraları eşliğinde, oldukça "kendini bişey sanma" potansiyeli eşliğinde gerçekleştirdim çekimimi. Işıklar, tripodlar, küçük çapta bir set kurduk bir kafeye...
Maymun iştahım kabardı. Hemen "Cihangir dolayları kiralar ne kadar" araştırmasına girdim :)
Ciddi diildim tabii :)
Ve sonra evimize döndük. Pijamaları giydik. Tv seyrederken çekirdek çitledik.
Sabah oldu ve mahalle modumuza döndük.

Kayınvalidemle kankiyizdir (bkz. hakkımda). Israr kıyamet yatıya ikna ettik ve bize geldi.
Ve bittabiki ev hanımı modum tavan yaptı.
Android olduğundan şüphe ettiğim kayınvalidemgil, yorulmak nedir bilmeden vede çaktırmadan ütülerimi bitirdi, temizliğimi yaptı, öğlene 3 çeşit, akşama ayrı 3 çeşit yemekler yaptı.
Tam atacakken "duuur yapmaaa" dediği 10 tane çileği şekerle kaynatıp komposto falan yaptı.
Ve bugün öğlen "bak sana bişey göstericem" diye beni kandırıp, tek bacak dışarda olmak suretiyle beni cam silmeye ikna etti :))
Beyimin fotoğraf stüdyosu evin tam karşısında olduğundan, bu tarihi olaya şahit olması için cepten arayıp "cama bak camaaa" kikirtileri eşliğinde tarih yazdık :)
Ve zurnanın zırt dediği an ise, bir borcama doldurduğumuz karbonatlı börekleri laylon poşet eşliğinde, kayınvalidemle kolkola tükkana götürmem oldu ki işte orda koptu film :)
Ben artık bir esnaf karısı binnaz olmuştum :)

Neyseki kıvrak bir hamleyle Fotokritiğe yüklediğim fotoğraf günün fotoğrafı oldu ve sanatçı ruhuma iki tokat atıp kendine getirdi :)

İşte foto bu:


Devamı burda....

23 Nisan 2010 Cuma

Coştum yine daaaalgaaalanıyorum beeeen....


Nasıl imreniyorum bi bilsen.
Heryere yetişen, 10 parmağında 10 marifet blog annelerine.
Hem çalışan, hem çocuğuna bakan, blog yazan, örgü ören, kurabiye pişiren, dikiş diken....
Yaaani hepsini birden yapan, enerjisi bitmeyen duracell annelere...
Bak , şu an Beyaz Shov' seyrederek şu postu bile yazamıyorum :))
Yapamıyorum işte!
Birinden biri ihmale uğruyor.
Bkz. blog :(
Ağladı haftalardır ağladı...
Ama tamam. artık burdayım.
Ne mi yaptım bunca zaman?
Efenim, malum ssk'lı işimden ayrıldım.
Beyimin fotoğrafçı tükkanına konuşlandım.
Balerina Cif misali tükkana daldım. Boya badana, tadilat, tamirat derken,
kendimi trafiğe öyle bir kaptırmışımki, tutamamışım zamanı...
Çekiyorum da çekiyorum :) Tutabilene aşkolsun...
Kendi işimi yapıyorum = mutluyum ;)
İlk 'ınga'ları duyuyorum. Anne-bebek buluşmalarını fotoğraflıyorum.
- Kabul ediyor musun?
- Eveeeet! leri duyuyorum. İmzaları fotoğraflıyorum.
Ve bebecikleri çekiyorum. Kucağımda uyutuyorum. Kokluyorum, hasret gideriyorum...
Yaani özetle Coştum yine daaalgaalanıyorum beeen....

12 Nisan 2010 Pazartesi

baluuuuuncuuuuuu.....

Aslında milyon tane şey var anlatıcak.
Ama bu şipşak post, Öyküş'ün ilk ticaret girişimi hatırına yazıldı.
Ne cesaret anlamadımkii :)
Dün katıldığımız kuzen doğumgünü ganimetleri balonlarını,
bugün sokakta bağır çağır, çatır çatır sattı bizim kız. 10 kuruşa...
Puset gördümü sesini daha da yükseltti :)
10'larca 10 kuruşu oldu.
Ve anne-babası gibi ticareti seçebilitesi olduğunun ilk sinyallerini almış olduk.