26 Şubat 2010 Cuma

ilk cemre kafama düştü...


Senden iyi PR olur öngörüsü, bizim yönetim kurulunun elinde patladı :)

Artık torunlara anlatacağım sıkı bir hikayem var:
"Seneeeee 2010! Kriz tüm dünyayı etkisi altına almış. Üniversite mezunları Burger King'e zor giriyor. Ben, sağlam bir kuruma sizin büyük dedenizin mesleği olan fotoğrafçı olarak işe girmiştim. Neyse efenime söliim, amirlerim "gel seni halkla ilişkiler birimine alalım! At şu converseleri ayağından, giy döpiyesleri, otur masa maşı, paşa paşa" diyerek bana bi güzellik yapma teveccühünde bulundular. Gel gör ki ananeniz, denklanşör sesini , ojeli tırnak, sivri topuk dünyasına değişemedi... Ve 'I believe ı can fly' diyerek, 3G'sini bırakarak (yol+yemek+ssk), saçlarını savurarak, Tuğçe Adaş Studio'yu açmak üzere istifasını şakkadanak basıverdi :)"

Hadi bakalım yatın şimdi. Devamı yarın ;)

foto: OİP. 4 no'lu nikon ve converse'ine süzgün gözlerle bakıp parizien incesini giyen kare kadın benim :)))

17 Şubat 2010 Çarşamba

Bana noluyosa :)

Bana noluyosa!
Bi kendini aileden sanma halleri,
durumdan vazife çıkarıp hemşireden ağrı kesici istemeler falan...
Kesin kamerada "ayyy çok tattlııııı" nidalarım yankılanıyodur.
Sadece parayla tutulan bir fotoğrafçı parçası olduğumu kabullenemiyorum galiba :))
Nerdeyse Can bebeğin anı defterine duygularımı yazıyodum ki, uyandım :)
Seviyorum bu işi yaaaa....



8 Şubat 2010 Pazartesi

zaman zaman...

Zaman zaman birtakım reklam cıngıllarını ya da sloganlarını dolarım dilime,
Bazen de dizilerden takılır dilime esasoğlan lafları.
Meliha oldum geçen sene mesela, "Samim seni öldürürüüüüm" :) diye cırladım beyime...
Aaa bak aklıma geldi; Şevval-Metin ikilisi oynamıştı bi reklamda.
"Aşkolsun" diyene "Hadi olsun" derdim o aralar.
Dodilemeye başladım bi ara kafam bozulunca :)
"Seni yerim sosiiis" diye sevdim her bebiki.
Saç boyam Loreal. Çünkü "ben buna değerim!" ;)
Kişi ayırdetmeden, her "naaptın?" sorusuna verdiğim "çekirdeklerini çıkardım, reçel yaptım" cevabına engel olamadım bi zaman.
Şu aralar parmakları kafamın üstünde birleştirip şaklatmak suretiyle, "türkksellinin gücü, türkselin çekim gücü" cıvımasıyla başbaşayız.
Amaaa, benim için paslanmayacak bir slogan var kii,
bu fotonun hissettirdiğidir....
"evdeki huzur, zenginlik budur!"



Sonradan ekleme not : Bu huzur tablosunu seyreden ben, kendimi yatağın bir köşesine sığdıramayıp Öyküşün yatağına sepetlendim :)

3 Şubat 2010 Çarşamba

ben açamadım o açtı...

Eveeet... Kızımın dükkanı açılmıştır...
Bakmayın kapalı yazdığına, içerden baktığımız için kapalı yazısını görüyoruz.
Camın arkası "açığız" :)
Hammadde, pr, dekorasyon, iş gücü hepsi kendi fikri ve üretimi.
Efenim, ürünümüz "silgi tozu".
Öykü hanım, istediğiniz renkteki silginizi (kendiniz getiriyorsunuz),
çeşitli motorsuz araçlarla unufak edip,
özenli bir şekilde istediğiniz renk CD zarfına koyup adresinize getiriyor.
Dükkanına giderseniz, ikramlık bir sallama çayı hakedersiniz :)
Bekleriz...





2 Şubat 2010 Salı

Güneşimden kaç!

Benim biraz yavaşlamam lazım!
Yavaşlamayı bırak, yokuş aşşağı boş vitesle giden arabamın elfrenini çekmem lazım.
O köşeye oturup, içmediğim sigaramın izmaritinin boynunu tablaya sıkıca bastırmam lazım.
Ayaklarımı uzatıp, hayatı zaplamam lazım.
Sadece seyretmem lazım.
Hayal kurmamam, plan yapmamam, o kitabı okumamam, rutini bozmamam lazım.
"Hedeften gözünü ayırdığın an engelleri görmeye başlarsın" demiş adını hatırlamadığım bir düşünür. Hıh, onu bana dememiş. Benim, gözümü hedeften ayırıp, engellerden Super Mario edasıyla zıp zıp atlamam ve sonunda birine takılıp yenilmem lazım.
O Level'a geçmemem lazım.
Şükretmenin, elindekiyle yetinmek, fazlasını istememek olduğunu sanmam lazım...
32 senedir sabah 7:30 rutinini reddeden bünyeyi eğitip, akşam 8'den sonra fikir yumurtlayan beyni Aşk-I Memnu'ya, Yaprak Dökümü'ne kitlemem lazım.
Kendi kendimi bu kadar gaza getirmemem, yan yastıktan gelen o acı fren sesine kulağımı tıkamamam lazım.
Belki de boşvermem lazım.
Bol A'lı bir "amaaaaan boşver" çekmem lazım....
foto: Rahmetli II. Pıtır. Defnedilmeden az evvel ...