25 Eylül 2009 Cuma

bilmece :)


Ben dikerim o diker yanımda tin tin eder :)
bildiiiiiiin.... dikiş makinası!
Sevdiğini kaybeden kadın ne yapar?
saçını değiştirir,
alışveriş yapar,
ya da
onu unutturacak yeni bir aşk bulur ;)
Siparişi verdim gitti. Yarın elimde olur.
Ve benim yarın başlayacak 9 günlük tatilimde gönlümü hoş eyler :)
Lisede pek çok denemem oldu,
denemeden öte, bildiğin sırt çantası, yastık kılıfı falan dikmiştim.
"Bloger diken bayan"lar sayesinde bünyemde oluşan gazla siparişi verdim.
Şimdi yeni cicimle bi tanışalım, anlaşalım bakalım...



foto: kenara kay masa mumcuğu, sana arkadaş geliyo ;)
kendime ait bir odam olmadığından salon masasına yerleşezeeeem :))

24 Eylül 2009 Perşembe

Ruhu şaad olsun...

Cana geliceğine mala gelsin,
Ama mal da canın yongası ya hani...
Dün akşam anneme uğradım ve çıkarken aklım nerdeyse hem çantamı hem netbookumu unutmuşum.
Annem kıyamadı tabi 3 kat çıkmıyım diye sepetle sallandırmaya karar verdi.
.... ve ip koptu :/
sepet, çanta ve netbook çakıldı.
Kafamıza da düşebilirdi tabii yırttık.
Ama netbook paramparça :(
Daha yeniydi.
Hani şu minik olanlardan, hani Tugay'ın yedek kulübesinde bile gördüklerinden :)
Rahmetli sizlere ömür.

müdürle görüşebilirmiyiiiim?


Müdür bey, senin için pek anlamı olmayabilir!
Ama ben, dün bloğuma ve bloglara girmeyince;
Bütün anılarım silinmiş hafızamı kaybetmiş gibi oldum.
Fotoğraf albümlerim kaybolmuş,
Arkadaşlarımın adreslerini unutmuş,
Telefon defterimi kaybetmiş gibi ...
Defdefin bayramından,
Funda'nın babasından,
OİP karikatüründen,
Kelebekin NY macerasından
ve diğer sevdiğim bütün bloglardan haber alamamak günlük gazetemi okuyamamak gibiydi.
Bu konuda ki mağduriyetimizi saygıyla bildirir, gereğini arz/rica ederim...
Tuğçe...



23 Eylül 2009 Çarşamba

bu bayram...

Bu bayram, ve bundan sonraki en az 10 Ramazan Bayramı yazlıkta kutlanacak.
Yaani bayramlık giyilmeyecek,
kumda ateş yakılacak,
ateş çabucak çarpacak çakırkeyif olunacak :)
Öykü ve Denizhan sandalyeye değil, aynı gazetenin üstüne kuma oturacak:)
Eylüşko babasının kucağına...
Yüzümüze vuran sıcakla birlikte kalpler ısınacak, kolkola dert dinlenecek,
kah ağlanacak, kah gülünecek...
"Ahhh nerde o eski bayramlar" dedirtecek kadar farklı değil,
ama sabah erkenden yeni cicileri giyip kapı kapı gezilen bayram kadar da bilindik değil...
Biraz salaş, ama ailecek olacak...



Evde olmaya, öğlene kadar uyumaya,
güzel yazı defteri, sayı fasulyesi vs. önüne gelen herşeyi 1-A Öykü diye etiketlemeye,
defterleri kaplamaya,
gece yatmadan sıcak çikolata içmeye,
baba yadigarı plakları dinlemeye,
araya bir doğumgünü partisi sıkıştırmaya,
arkadaşlarla uzuuun telefon görüşmelerine,
DVD keyfine,
sabah yumuşacık bir Öykü'ye sarılmaya da vakit kaldı bu bayram.
Ben tatil diye buna derim.
Plansız olsun, benim olsun ;)
Hepimize mutlu bayramlar olsuuuun....






Pencereyi açıp üzüm koparıp yemek Öykü'yü şaşırtmamış olabilir.
Ama bana çok olağanüstü geldi :))





Ajda sen nasıl bir kadınsın yaa...
Her geçen gün daha çok seviyorum ben bu kadını...




O televizyon seyrediyo.
Bense onu...
Koltuğun kenarına tünemiş, bir anda 18 yaşına gelmiş gibi geldi bana...
Daldım gittim :)

17 Eylül 2009 Perşembe

Kanye West'im ben...


Yok yok ben kıskancım galiba.
Bugün karar verdim buna.
Sabah, Nihat Odabaşını kıskandım.
Ayşe Arman'la Afrika'ya fotoğraf çekimine gitmiş.
Bir de çirkefleşiyorum ki kıskandığımda :)
"Hıh! beni de yollasalar 'herşey-dahil sistem' bak ben neler çekerim"e falan vardırdım olayı.
Cık cık'ladım bide :)
Resmen hasetlendim.
Mehmet Turgut'un çektiklerine bakmıyorum bile :)

Bir de onu çok kıskanıyorum ben.
Öykü, disney chanel'ı bile böyle seyretmiyodur.
Tırnak yiyecek hale geliyorum yahuu.
Hadi Nihat'ı kıskan mesleğiniz aynı, "bende olabilirim yerinde" de!
ama buna ne hasetleniyosun anlamadımki :))
Klip zaten muhteşem ötesiydi ki, üstüne mtv ödül gecesi performansı.
Allaaaahııım....
Biraz da utanıyorum aslında. Ben biraz kart kaçıyorum çünki hayran kitlesine :)
Liseli falan olmam lazım.
Napiim hastasıyım.
Mikrofonu kapıp "en güzel video Beyonce'unkiiii" diye bağıran Kanye West'im ben.

16 Eylül 2009 Çarşamba

bu yaz...

Öykü bu yaz,
Paletle yüzmeyi öğrendi.
Dedesinin yaptığı tek iğneli oltasıyla ilk balığını tuttu.
Denizhan'ı dudaktan öptü :), buna tepki veren anne çook pişman oldu :/
Dayısıyla lünaparkta gondola bindi (baba-anne hayatta binmez ).
Ter içinde kalana kadar uğraşıp, bisiklete binmeyi öğrendi.
Hadise ve Demet Akalın cd'leri eşliğinde ilk partisini verdi.
O kadar çok yara-beresi oldu ki, kutu kutu yarabandı harcadı :)
İlk konserine gitti, Hadise... Ve ikinci konserine gitti, Demet Akalın...
Her gece eve girerken zırladı, tepindi...
5 dakka daha, 5 dakka daha ve 5 dakka dahaaa....
Erkek fatma oldu. Tamam'ı "tağam" , efendim'i "neaaa" yaptı...
Gece 01:00 suları yatıp, sabah 11:00 suları kalktı.
.... Ve okula başladı.
3. günümüz.
Bu hafta alıştırma olduğundan sabah erken kalkıp 9'da okulda oluyoruz.
Çok zor kalkıyor.
Her gün şükrediyorum şu okul değiştirme olayımıza.
haftaya ders başı 12:30...
Tabiiki gece yatmaları 11'den, 09 buçuğa geriledi.

Olurda bu blog yıllaaaar sonra kalır kimbilir!
İşte o yüzden kısa bir "tarihe not" düşmek istedim.
2009 yaz özeti olsun Öyküş'e...







14 Eylül 2009 Pazartesi

anlamadık daha tam olarak :)

Bi heyecan, bi velvele başladık bugün.
Bayıldık öğretmenimize, sınıf arkadaşlarımıza, bahçemize...
2 öğrenci, 4 ebeveyn koşturduk okul sıralarına.
Kızların yan sınıfında veli eğitim seminerine girdik 4 büyükler.
Ama okul sıralarının her türlü saç çekme, hocaya şikayet,
kağıttan not ve gülme krizlerini yaşadık :)
Öyküş,
sabah süprizi, üstü süslü şekerleme külahıyla,
eteğinden kaçıp kurtulan gömleğiyle,
iki örgüsüyle, ilk ilkokul yoklamasına katıldı.
"burdayım" dedi :)
istiklal marşı okudu, hemde taktada (tahta:)
Tam anlayamadık bugün.
Yarın tekrarı var, bakalım....











12 Eylül 2009 Cumartesi

son dakka golü...

Hangisi bizim okullu kızımız?

Soldaki: Sabah 8:20'de ders başı yapacak.
Sağdaki: Öğlen 12:20'de ders başı yapacak.

Soldaki: Her sabah kendini bile zor hazırlayan anne tarafından kaldırılıp, çiş, saç, giyinme, kahvaltı faslına mazur kalacak.
Sağdaki: Uyandığı saatte baba tarafından ananeye götürülüp, yarısı peynirli yarısı nutellalı krep eşliğinde aheste şekilde okula hazırlanacak.

Soldaki: Henüz afyonu patlamamış baba tarafından arabayla yola çıkacak.
Sağdaki: Kankisinin dedesinin arabasını kankisiyle beraber servis niyetine kullanacak. Kakara kikiri eşliğinde okul yoluna koyulacak.

Soldaki: Sınıf mevcudu en az 45 olacak.
Sağdaki: Sınıf mevcudu en fazla 35 olacak.

Soldaki: Okul koccaman bir keşmekeş.
Sağdaki: Okul müdürü genç, kafa dengi, kemalist. Öğretmenleri blog tutacak kadar idealist...

Evet! Tabiiki bizim okullu kızımız sağdaki. Yaani açık sarı. Yaani en hafif olan ;)
Okulun açılmasına 2 gün kala süpriz ve ani bir şekilde sağdaki okula kayıdımızı yaptırdık.
İçimize sindi... "Sabahları nasıl nasıl?" diye binlerce soru soran ben hafifledim.
Öğlen 14:30'dan sonra Öyküş'le olacak ve bütün işleri yarım kalacak annem hafifledi.
Sabah servisi baba hafifledi.
Kankisiyle yanyana sınıflarda olacak Öykü hafifledi :)
Soldaki forma elimizde kaldı. Öyküşün kankisininki de elimizde kaldı.
Kocaların, ceza olarak bize giydirip temizlik yaptırma gibi bi hayalleri var :))
ama ben geri verip yerine başka bişey almayı daha uygun buluyorum ;)

Hee bir de adı bi güzelkiii: KUMSAL İLKÖRETİM OKULU... içi açılmıyomu insanın....

10 Eylül 2009 Perşembe

hepi börting tuğbaaaAAAA....


hepi börting tuğbaaaAAAA....
farkındaysan sonuna doğru sesimi yükselttim :))
canım arkdaşım, nice 333 tadında senelerin olsun.
sağlık, mutluluk, huzurla...

dip not: kocacım, videoun sonundaki ben diilim :))


9 Eylül 2009 Çarşamba

A'lar Hii'ler TÜH'ler VAH'lar...


NTV açık ofiste.
Sürekli bir efekt halindeyiz. A'lar, Hii'ler, Tüh'ler havada uçuşuyo.
Helikopter görüntüleri, felaketi kuşbakışı anlamamızı sağlıyo.
Tam da felaketin göbeğindeki tanıdıklarımızla canlı telefon bağlantıları yüreğimizi hoplatıyo.
Bir de dün attan düşen jokeyimiz var yoğun bakımda.
Bir de şehitlerimiz var...
Fotoda bir yanlışlık yok.
Bugün böyle işte.
Simsiyah...




6 Eylül 2009 Pazar

biz hazırız...



ben, beyim, matkap üçlüsü çook çalıştı haftasonu
ve okullu kız odası hazır.
pileli, pembe-mavi ekoseli, kolyeli(kokart) formamız,
ayakkabımız, fırfırlı çoraplarımız hazır.
saçı örgülü okullu kızımız hazır.



Evde işleri halledip yazlığa döndük.
formamız üstümüzde tabii.
Ananeye, babanneye, konu komşuya, arkadaşlara göstericez.
Alkışlarla, gözyaşlarıyla karşılandı Öykü :)))
Abartmıyorum :)
Varmıydı böyle bi adet, yoksa bizimkilermi uydurdu bilmiyorum, harçlıklar havada uçuştu.
Yaani bi başından aşşağı para yağdırmadıkları kalmıştı onuda yaptılar sonunda :))
Kantin harçlıklarımızda hazır.
E biz hazırız ;)





3 Eylül 2009 Perşembe

SSVDSOKT ;)



yaş: 38

ruh yaşı: 18

beden yaşı: 28

40'a 2 yılım var. kafaya takdığımdan değil ama az bucuk sinyaller atıyor

bu sene değişiklikler yapmayı düşünüyorum..kendimde..düşüncelerimde belki

dış görünümümde bile!! kısacası yeni yaşa yeni bir sayfa..sevdiklerimle beraberJ

öpüyorum seni…


diye mail atmış canım kankim.

kaprissiz!

hani "bugün doğumgünün, niye aramadın hııı??" da diyebilirdi dimi...

aşkııımmmmmmmmmmm....
çoook mutlu mutlu yılların olsun...

yaş takvimini sevdim ;)
yeni yaşa yenilenme planını sevdim.(çok)
seninle kahve içip kaynatmalarımızı sevdim.
sanal alemde cıvıtmalarımızı sevdim.
4 lü depişmelerimizi sevdim.
ayrılıp kavuşmalarımızı sevdim.
çocuklarımızın, kocalarımızın, annelerimizin kanki olmalarını sevdim.
huyu huyuma suyu suyuma can dostum, en çokta seni sevdim.
sen 78 olduğunda ben 71 olazaaam. senden genç olduğumdan muhtemelen senin altını değiştirir, takma dişlerini suya koyar, tekerlekli sandalyeni iterim.
kızları çekiştiririz "nankör evlatlar! bugün aramadılar bak.kocayı bulunca analar unutuluyo tabiii" :)
Ajda Pekkan'ın konserine gideriz :))) O haala taş gibi olur zira :))
Dizlerimize battaniyeleri örter, akşam 8 ajanslarını dinleriz. Sonrada uyuruz zaten :)))
Beyler baston kardeşliği kurar, kolkola park gezmeleri yaparlar.
Akşamları "ah tut-i mucize-i guyyem" eşliğinde aslan sütü ağrı kesicilerini içer, huzur içinde uyurlar.
Torunları esir edip "seneeeee 2008! Ananenle ben bi gün....."le başlayan hikayeler anlatırız.
Düz ayak, bahçeli bir ev alıp beraber otururuz artık hı ? ;)

*SSVDSOKT
*bilmiyosan eğer açılımı: seni seven ve daima sevecek olan kankin tuğçe ;)

foto: canım güloşum, heralde yeni yaşta yenilenme planları kurarken :)





2 Eylül 2009 Çarşamba

ekşınnn..

Güne acayip bir aksiyonla başladık.
Ama ne fotoğraf var, ne tanık, ne kayıt...
Sadece beyim ve ben!
Arada birbirimize hatırlatır heyecanlanırız artık.
Korkmasın diye çocuğumuza da anlatamıycaz.
E napiim ben böyle ekşını :))
Bloğa yaziim bari ;)

Şimdi, ben bugün 3'te işbaşı yapacağımdan,
sabah beyimle kızgın kumlardan serin sulara bir dalış yapalım dedik.
Deniz nasıl hareketli, hava lodos, oldukça rüzgarlı.
Deniz bomboş.
Ama biraz açıklar balıkçı kaynıyor. Av mevsimi açıldı malum.
Biz dubaları biraz geçtikten sonra
ben beyime ahtapot kıvamı şöyle sırtından boynuna dolanıverdim :)))
Veee siyah koccamaan bir köpekbalığının bize doğru geldiğini gördüm.
yaaaaaaaa
evet doğru!
boyut: 1 metreye yakın. bana göre koccamaann...
Camgöz diyorlar sanırım.
Cırlamam ve tepişmemle beraber, beyimin şortuna santim yaklaşan balık kıvrak bir hamleyle uzaklaşıverdi.
O an durumu farkeden beyim, benim çığlığımın bi ton koyusu ile zıplayıverdi :)))
itiş kakış kıyıya yüzmeye başladık :)
İlk şok, ilk saniyeler sonrası ayaklar yere basınca
"neydi o, siyahtı, kuyruğu köpekbalığı kuyruğuydu, şu kadardı, bu kadardı" ekşınlarıyla
kıyıda yaşı tutan herkese anlattık.
hiiiiiii!!! neee!!!! vs. tepkileriyle site halkını da heyecana ortak ettik.
Duşumuzu aldık, yola koyulduk.
Şimdi ben bazı iş arkadaşlarıma
"varya bugün köpekbalığı gördüm.dibime kadar geldi" falan desem....
Aman boşver!
bloğa yazdım gitti. Yarın öbürgün okur hatırlarız ;)

1 Eylül 2009 Salı

seni seviyorum sonbahar...

Sonbahaaar...
Çok seviyorum bu sabah serinliğini ben.
Hem gözünü alan bi güneş, hem püfür püfür bir rüzgar.
Yazlıktan eve dönüşü seviyorum.
Eşyaların yerini değiştirip, duvarlara yeni resimler asıyorum, takılarımı düzenliyorum.
Geldi gene taşınma mevsimimiz.
Şimdi belki yeni bir yolluk alırım, bir iki dolap boyarım,
avizemi değiştiririm
ya da kanepemin kırlentlerini...
Her sonbaharda yenilenirim.
Belki saçımı kestiririm,
şemsiyemi yenilerim,
ya da belki bu sonbahar hep uzun etek giyerim ;)
heveslenirim
her sonbahar yenilenirim...



foto: defdefin doğumgünü'nde Öykü. Oz büyücüsü'ndeki yolu anımsattı bana...