kendin gibi güzel yüzlerce papatyanın içinde öyle güzeldin ki...benim güzel papatyam....
kendin gibi güzel yüzlerce papatyanın içinde öyle güzeldin ki...
Bu ayaklar ne zaman bu kadar büyüdü?
Uçurtma uçurmayı, ip atlamayı çocukken ne çok sevdiğimizi ne zaman unuttuk?
Babalar eli kesildiğinde çocuklarına çaktırmamayı nasıl başarır?
Öykü'ye uçurtma zevkini yaşatmak neden daha önce aklıma gelmedi?
konusu: 50 yıl önce bir okulda düzenlenen etkinlikte, çocuklar dünyayı 50 yıl sonra nasıl hayal ettiklerini resmediyorlar ve bu zarflar bir kapsüle konulup 50 yıl sonra aynı okul öğrencileri tarafından açılmak üzere gömülüyor. çocukların hemen hepsi robot, ufo vs çizerken bir tanesi sadece rakamlar yazıyor. ve bu rakamlar 50 yıl içinde olacak felaketlerin tarihleri, koordinatları ve ölü sayılarını gösteriyor. Nicolas şifreyi çözdüğünde geriye 3 kehanet kalıyor. gerisini izleyin yada izlemeyin, yada izleyin :)) gene kararsız bir tavsiyeyle başbaşayız...
Çarkımın feleğinde 'azıcık aşın, kaygısız başın' çıktı. işime geldi 'şükür' dedim içimden. ama ufak bi hileyle 'aşkınız alev alev yakıyor.(alo itfaiye)' ye bi tık oynattım, öpücüğümü kaptım ;)


.... ve cuma.sabah gözüne güneş kaçan ben vardı. telefonun ucunda
tuğba uçtu... dere soğuktu... ayakkabı çamurlu...
cumartesi TABU vardı. mızıkçı vardı, rekabet vardı,bolca gülme krizi vardı :)